24 Kasım 2015 Salı

Gerçek İslam Ne Değil?

Bir arkadaşımın önerisi uyarıcı oldu. Madem "encamını cami" bir tanım üzerinde anlaşamıyoruz, en azından "efradını mani" bir İslam tanımı yapılabilir mi?

Neden olmasın denebilir ilk başta. Kendini İslam içi görenlerin, İslam dışı kabul ettiklerinin bir envanteri çıkarılabilir ve bu envanterin ara kesiti, neyin İslam dışı olduğunu söyleyebilir. Salt metod açısından bakıldığında makul gelebilecek bu önerinin uygulanabilmesi mümkün mü? İlkin önerinin temel varsayımına bakalım. Çıkarılacak envanterin içerdiği elemanların atomik, izole, bir diğerinden bağımsız (ortogonal) olması, yöntemin çalışabilmesi için gerekli temel varsayım. Ancak böylelikle kimi elemanları ara kesit içinde kaldıkları için sonuca dahil ederken, diğerlerini dışlayabiliriz. Oysa beşeri alanlarda bu niteliklere haiz olacak bir kategorizasyon yapabilmek imkansız. Envanterde yer alacak her elemanın diğerleri ile, tarihi, kültürel uzam üzerinden kurulmuş bağları var. Üstelik bu bağlantılar, kültürel farklılıklar zemininde çok değişik formasyonlara da sahip olabilirler. "A" elemanını ara kesit içinde bulduğumuzu var sayalım. Bu "A" elemanı ara kesit dışında kalan pek çok diğer elemana da bağlı olacak ve eğer "A" için İslam dışı nitelemesi kullanılacaksa, ara kesitte kalmayan, bağıntılı pek çok diğer elemanı da aynı nitelemeye tabii tutmak gerekecektir. Bu işlem, bütün elemanları İslam dışı olarak nitelemeye kadar sürecek "recursive" bir süreci başlatacaktır. Yöntem basit ve anlaşılır görünmesine karşın, sonuç külli tekfirci bir şekilde gerçekleşebilecektir. Bu varsayımdan vazgeçip, elemanlar arasında ki bağlantıların "konjonktürel" olduğu gerçeğinden hareketle, iç tutarlılığı önemsememe yolunu tutabiliriz. Bu durumda ise, elimizde tarihi, kültürel bağlamından soyutlanmış, aktüel kanaatlerin oluşturduğu bir "anket"ten başka bir şey kalmayacak, yapılacak çalışma daha bitirilmeden eskimiş olacaktır.

Bu durum, esasen tarih içinde de içine düşülmüş bir açmazı göstermektedir. Dışlayıcılık bir kez başladığında, kendisi dışında başka bir şey kalmayana kadar sürme eğilimindedir. Oysa İslam, varlığın her tecellisini bir "ayet" olarak sunar inananlara. "Rahmet" kavramı, kucaklayıcılığın enginliğini ifade eder. Gene de İslam tarihi bir yönüyle dışlayıcılığın/tekfirin tarihidir, diğer yönüyle kucaklayıcığın, rahmetin tecellisinin.

Yaşanan global kriz, İslam'ın krizinin daha da büyümesine, global krize eklemlenmesine, nerdeyse krizin sebebi olarak algılanmasına neden oldu. Kuşkusuz bu yanıltıcı. Kapitalizm yaşanan krizdeki payını saklamak adına, İslam'ın krizini istismar etmekte. Bir yandan İslam toplumları, yaşadıklarının nedenini kültür-medeniyet farklarında ararken, diğer yandan batı halklarının önüne kolay bir düşman konularak, asıl mesele gizlenmekte.

Halklar gerçek yada aktüel İslam'ın ne olduğundan öte kendi esas meselelerinin kapitalizm ile olduğunu anlayana kadar sürecek gibi görünüyor bu herc-ü merç.